2020’de eğitimciler pandemiye dayalı uzaktan eğitimle ve ayrıca eğitimde ve toplumda virüs tarafından açıkça görülen yaygın eşitsizliklerle karşı karşıya kaldılar. Okullar bir gecede uzaktan eğitime geçmek zorunda kaldıkça, büyük eşitsizlikler yadsınamaz hale geldi. Çocukların, özellikle de yoksulluk, açlık, psikolojik sorunlar, bilgisayar ve internet erişiminin olmaması ve bunun sonucunda geride kalma korkularına tanık olduk. Pandemi süreci, eğitimcileri bu eşitsizliklerle yüzleşmeye ve sadece akademik değil, aynı zamanda öğrencilerin fiziksel ve sosyal-duygusal ihtiyaçlarını karşılamak için devam eden çabalarını iki katına çıkarmaya yöneltti.
Tam çocuk öğretme yaklaşımı, sosyal-duygusal ve bilişsel becerilerden okuryazarlık, matematik ve fen anlayışına kadar çocukların gelişim ve öğreniminin tüm alanlarını destekler ve besler ve okul öncesi çocukların anaokuluna geçişleri için güçlü bir stratejidir.
Öğrendiklerimiz daha adil bir eğitim hayal etmemizi sağlıyor. Pandemi süreci biz öğretmenlere ve öğrencilere tam zamanlı olarak sınıflarına döndüklerinde devam edebilecek birçok yenilikçi uygulama öğrenmesini sağladı ve öğrenmeye de devam ediyoruz. İlişkilerin gücüne, yenilikçi müfredata ve kapsamlı hizmetlere odaklanmak gerektiği açıktır. Bütüncül çocuk eğitimi fikri yeni olmasa da, artık daha fazla eğitimci onu kucaklamanın gerekliliğini kabul edecektir.
GÜÇLÜ İLİŞKİLER ÖĞRENMENİN KALBİDİR
Uzaktan ve hibrit öğrenmeyle, eğitimciler öğrencilerle iletişim ve öğrenciler birbirleri arasında ilişkiler kurmak için daha çok çalışmaya başlamıştır. Birçoğu, her öğrencinin memnuniyetle karşılandığını, kabul edildiğini ve değer verildiğini hissettiği güvenini oluşturmak ve dijital ortamda kimlik güvenliği oluşturmak için yenilikçi yollar bulmuştur. Bu çabalar gün geçtikte artıyor. Aşağıda bunlara birkaç örnek verelim.
Bir öğretmen, “Zoom seanslarıma genellikle dersin başlamasından 10 dakika önce başlatırım. Öğrenciler derse katıldıklarında, hafta sonları, hafta içi nasıl oldukları hakkında sorular sorarak gündelik konuşmalar yapıyorum.” diye ifade etti. Bu gibi etkinlikler öğrencilerle öğretmenler arasındaki iletişim kanalının doğru kurulması açısından önemlidir. Ayrıca bu tarz yaklaşımlar öğrencilerin motivasyonunun artmasına ve pandemi süreciyle karşılaştıkları sıkışmışlık hissinden kurtulmalarına ve sürece uyum sağlamalarına faydalı olacaktır.
KARMA, KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ VE PROJE TABANLI ÖĞRENME
Birçok eğitimci, öğrencilerin araştırma, video prodüksiyonu ve web sitesi tasarımındaki becerilerini geliştiriyor.
Mühendis olmak isteyen bir öğrenci Facetime’ı kullanarak çok uzaktaki bir mühendisle ile röportaj yapabilmektedir. Kendisini şekillendirmesine yardımcı olan kültürel etkileri (diller, bayramlar, inançlar ve değerler) göstermek için bir proje atanan bir ortaokul öğrencisi, daha yaşlı bir akrabasıyla röportaj yapabilmektedir ve geçmişinin etkisi hakkında bir yazı yazarak kendi kültür anlayışını derinleştirdi.
Bir drama öğretmeni; şarkılar, şiirler ve podcastlar gibi dijital medya oluşturarak yüz yüze eğitime geçmeden önce de öğrencileriyle eğlenceli vakit geçirmeye devam edebilir. Ayrıca sanal ortamda içerik oluşturmak için ücretli veya ücretsiz birçok uygulama bulabilme şansı bulunmaktadır.
Ulusal kar amacı gütmeyen müzik kuruluşlarıyla ortaklık yapmak, müziğin hikaye anlatmak ve topluluk oluşturmak için bir araç olarak öğrencileri eğlenceli ve ilham verici yollarla meşgul edecektir.
DESTEK HİZMETLERİ VE RAHAT OLMAYA ODAKLANMA
Salgın, okul yöneticilerini ve öğretmenleri, daha önce hiç yapmadıkları yollarla topluluklarına ulaşmaya zorladı. Pek çok ailenin bilgisayarı veya internet erişimi yoktu ve bazı ebeveynler, Zoom ve Google Classroom’a nasıl erişeceklerini öğrenmek için bir desteğe ihtiyaç duydu. Bu nedenle eğitim yöneticileri ve özel kuruluşlar, ebeveynlerin çocuklarını evde desteklemek için teknoloji ve stratejileri öğrenmelerine yardımcı olmak için çok canlı etkinlik düzenlemiştir.
Bunun yanında salgın süreciyle birlikte birçok öğretmen ve diğer çalışanlar özellikle de sağlık alanında çalışanlar hızlı bir şekilde ihtiyaç duyan yaşlı, kimsesiz ve her anlamda (maddi ve manevi) desteğe ihtiyaç duyan herkese destek olmaya çalıştı. Bu toplumsal anlamda dayanışmanın en güzel örneğidir. Öğrencilerin gelişiminde çok güzel katkıları olan güzel örneklerdir.
Pandemi süreci hiç alışık olmadığımız, aniden gelişen bir durum ve bu nedenle hiç olmadığı kadar çözmemiz gereken sorunla karşılaşmıştır. İnsanoğlunun gelişimindeki en önemli etkiyi yaşanan bu zorluklar yapmaktadır. Özellikle eğitimciler ileriki süreçte yeni bir paradigma arayışına girecektir. İlişkilerin gücü, yenilikçi öğretim modelleri ve topluluk ortaklıklarıyla ilgili salgın sırasında öğrendiklerimizi kullanarak, okullarımız tüm öğrenciler için daha adil hale gelebilir.